Son yıllarda dünyada ve Türkiye’de tekstilde ikinci el altın dönemini yaşıyor.
Lüks markaların da girdiği pazarın yükselişinde ana sebep alım gücü mü, sürdürülebilirlik mi tartışmaları sürerken, Z kuşağının bu alana yönelimi geleceğin tüketim kalıplarında da değişimleri ortaya koyuyor. Enflasyondaki yükselişle Türkiye’de ise ikinci elin yükselişi pastadan daha çok pay alıyor.
İkinci el satış mağazaları, siteler ve uygulamalar giderek artıyor. Google’ın arama trendlerine bakıldığında özellikle enflasyondaki yükselişle birlikte bu gibi uygulamalarda aramaların arttığı görülüyor.
Diğer yandan da Z kuşağının dünya sorunlarına daha yatkın tavrı sürdürülebilirlik açısından da dünyada bu trendlerin yükseldiğini de gösteriyor.
Sosyal yardımlaşma
Kuşaklar arası tüketim kalıpları çok değişkenlik gösterse de Z kuşağı özellikle Türkiye’de geçmiş yıllarda ikinci el kıyafet kavramını aile içinde büyükten küçüğe geçen bir kalıptan mağazalara uygulamalara taşıyor.
2000’ler sonrasında küreselleşmenin ve alım gücünün getirdiği bir tüketimin hâkim olmasının ardından artık enflasyonla düşen allım gücünde “Vintage” da olarak anılan ikinci el alışveriş son yıllarda yeniden öne çıkıyor.
Bir yandan da pandemi döneminde sosyal alanda daha izole olan büyük şehirlerde yaşayanların, kısa sürede tüketilen çocuk kıyafetleri için “sosyal yardım” alanlarının da kısıtlanmasıyla “satışa” geçtiği dikkat çekerken, 2021 sonrasında da yükselen fiyatlarla düşen alım gücü bir anlamda “değiş-tokuş” ya da “değerlendirme” haline dönüşüyor.
Sürdürülebilirlik endişeleri
Bir kot pantolonun üretimi için yaklaşık 10.000 litre su harcanırken, bir tişörtün üretimi için de ortalama 2.700 litre su tüketiliyor. Dünyada giderek azalan kaynaklar ve iklim krizleri tekstil sektörünün kaynak tüketimini sorgulatma halinde olurken, markalar sürdürülebilirlik açısından daha sorumluluk sahibi olmak zorunda kalıyor. Z kuşağı bu alanda daha sorumlu bir nesil olurken, markaların bu alanda yarattıkları algılar da satış stratejilerine de yansıyor.
Türkiye’de yine geçmiş dönemlerde sıklıkla kullanılan, tamirat, tadilat gibi işlemlere artık büyük markaların da yöneldiği görülüyor. Diğer yandan da alım gücündeki düşüş bir yandan marka algılar diğer yandan ikinci el alışverişi ünlü markalar kendi bünyelerinde oluşturmaya başlıyor.
Gençler için para kazanma platformu
Z kuşağının ikinci eldeki talep artışı, sürdürülebilirlik olarak yorumlansa da Türkiye’de enflasyonun etkisi de büyük.
Türkiye’de son yıllarda enflasyonla düşen alım gücü en çok genç nesli etkiliyor. Ortalama ücretlerdeki azalış, gençleri alternatif para kazanma alanlarına yöneltirken, teknoloji ile çok yakın ilişkisi olan Z kuşağı için ikinci el satış platformları hem para kazanmak hem de daha uygun fiyatlı kaliteli ürünlere sahip olmak amacıyla bir araç oluyor.
İkinci el alışverişte Taksim pasajlarından lüks markalara
90’lar gençliğinin hatırladığı “vintage” ürünler satan Beyoğlu ya da Kadıköy’deki pasajlar artık yerini Beymen, Zara, H&M gibi ünlü “fast fashion” moda markalarının kendi bünyelerinde reborn, pre-owned gibi isimlerle eski kıyafetlerin onarılması, temizlenmesi ve yeniden satışa çıkarılması gibi hizmetlere bırakıyor.